CHP’nin Zaferi: Başarı mı sorumluluk mu?

1

CHP’nin Zaferi: Başarı mı sorumluluk mu?

Yayın: 23 Nisan 2024- 13.24/Güncelleme: 23 Nisan 2024- 13.25

yenidunyagazetesi.com
Haber Merkezi/Ankara-

 

Son seçimler, politik arenada bir deprem etkisi yarattı.

Ben, zaferi kutlamanın ötesinde, derinlemesine bir değerlendirme ve gelecek için sağlam adımlar atma zamanı geldiğini düşünüyorum.

Bu seçim sadece CHP’nin zaferi değil, aynı zamanda AKP’nin kaybetmesinin de bir yansımasıdır.

Toplum, ekonomik kriz, yoksulluk, emeklilerin durumu, genç işsizlik ve göçmen krizi gibi bir dizi sorunlardan dolayı değişim isteğini ortaya koyarak AKP’ye tepkisini gösterdi ve sandıkta seçimi kaybettirdi.

Toplumun genel bir başarısı olduğunu unutmamak gerekir. Toplum, değişim isteğini sandıkta gösterdi ve CHP’ye büyük bir sorumluluk yüklemiş oldu.

CHP’nin bu zaferi, geçmiş dönemde yapılan hatalardan ders çıkarma ve geleceğe daha sağlam adımlarla ilerleme fırsatı sunuyor.

Profesör Doktor Duran Bülbül’ün,  08 Nisan 2024 tarihinde 12 punto’da yayınlanan yazısında,  “CHP’li belediyeler enkaz mı devraldı yoksa enkaza ortak mı oluyor?” başlıklı yazısına katılmamak mümkün değil. Sayın Bülbül’ün yazısında belirttiği gibi “CHP’li belediyeler nasıl bir belediye aldılar, bu belediyeleri nereye getirdiler, neleri düzelttiler, neleri düzeltemediler, neler daha kötü oldu”” parametreleri gibi önemli verilere dayanarak, CHP’nin geleceğe dönük stratejilerini belirlemesi ve toplumun beklentilerine uygun (belediyelerde önceliği borçlarını ödemek yerine istihdam yaratmaya vermek gibi) politikalar geliştirmesi gerekiyor.

Bu konular belediyelerin hassasiyetle üzerinde durması gereken konular.

Üzerinde durulması gereken diğer önemli bir konu ise eksen kayması!

Nedir eksen kayması? Bu, CHP’nin uzun yıllardır yaşadığı birinci parti olamama sorununu aşmak için bilinçli ve kontrollü bir şekilde gerçekleştirilmiş, çeşitli partilerle iç içe geçmiş farklı ideolojiler de olan adayların CHP’ye dahil edilip adaylaştırılarak gerçekleşen bir değişim hareketidir. Bu değişimin kendi ideolojisinden uzaklaşmasına, üstü kapalı olarak liderlik tartışmalarına, liderlik potansiyeli olanların parti üzerindeki hâkimiyet kurma çabaları gibi birçok sorunlara neden olduğunu da göz ardı etmemeliyiz.

İdeolojik ilkelerden ne kadar ödün verileceği ve bu değişimin partiyi nereye götüreceği gibi önemli soruların cevaplanması gerekiyor.

Kontrol edilemeyen eksen kaymasının partiye etkisi ne olur?

Parti, seçmen desteğini kaybedebilir, iç bölünmeler yaşayabilir ve siyasi etkinliğini kaybedebilir, hatta varlığını sürdüremeyebilir.

Önemli olan, CHP’nin bu süreçte ne yapacağı ve nasıl ilerleyeceği konusunda derinlemesine tartışmaların yapılmasıdır.

Bu zaferin mimarı gibi görülen Sayın Özgür ÖZEL, Ekrem İMAMOĞLU ve Mansur YAVAŞ gibi liderlerin ortaya çıkması, maalesef parti içi dinamiklerin önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmalarını farklı bir boyuta, çok sancılı bir döneme hatta bölünmelere kadar taşıyabilir endişesi seçmenlerde var.

Önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçiminde eksen kaymasının sonuçlarını net bir şekilde göreceğiz. Bu konu, zafer sarhoşluğu içindeki partililerin henüz düşünmeye fırsat bulamadığı hatta negatif düşünce olarak geçiştirilecek olmasına rağmen ne yazık ki gerçeğin ta kendisidir.

Sonuç olarak, pozitif düşüncelerin yanı sıra gerçekçi bir bakış açısına da ihtiyacımız var.

Bu zafer, CHP’ye büyük bir fırsat sunarken, aynı zamanda büyük bir sorumluluk da yüklemiştir.

CHP’nin bu sorumluluğun farkında olarak, parti içi düşünce insanları, parti emekçileri ve tabanı ile ortak akıl üreterek toplumun beklentilerine cevap vermesi ve gelecek için sağlam adımlar atması gerekiyor. Unutmayalım ki gerçekler acıdır, ancak onlarla yüzleşmekten kaçınmak yerine, onları göğüslemeli ve daha güçlü bir gelecek için çalışılmalıdır.

“Gelecek, bugünün sorumluluklarıyla şekillenir;  düşüncelerimizi bugün değiştirmedikçe, yarın farklı sonuçlar beklemek bize hüsran yaşatır.”

1 Comment

  1. Kazanabilmek,oy çokluğudur siyasette…!size oy veren insanların “benim gibi ol ” anlamı taşımaz..Ekonomik ya da sosyolojik hatta psikolojik nedenleri vaedır…Çokluğunuz galibiyettir…Ama asıl düşünülmesi gereken görev üstlenenler ve toplum talaeplerine cevap verme kapasitesidir..Yani görev üstlenenler kendi kişisel menfaatlerini ülke menfaatlerininin üstünde tutup tutmayacağıdı.. .Kendi kişisel çıkarlarına kurgulananlara dikkat etmek gerek… ETİMESGUT ÖZELİNDE BU TEHLİKE VAR MI?VAR….,,,

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Bunlarda İlginizi Çekebilir

SONU GÖRMEK ÖNEMLİ

Kemal ALBAYRAK SONU GÖRMEK ÖNEMLİ İçinde yaşadığımız dünya hayatı dikensiz gül bahçesi değildir. Zıtlarla yaşamak her