Halide HALİD- “Önce Vatan” serisinden: CENNETLİK BİR ŞEHİT İLE HASBİHAL..

Halide HALİT- “Önce Vatan” serisinden: CENNETLİK BİR ŞEHİT İLE HASBİHAL..

 

Perdeyi araladığınızda, Güneşi esirgemiyorsa gökyüzü, O güzel günlerin bedelini ödeyen şehitler vardır.

112 Günün Hasreti

Her defa resmi ile karşılaştığımda onun sonsuza dikilmiş bakışları bende bu yiğidin yokluğuna kuşku duyuruyor.

İçimde sanki bir ses bana ” o yaşıyor, uzakta değil” diye fısıldıyor.

Annesinin, babasının, öyretmenlerinin, arkadaşlarının onunla ilgili yürek yakan hatıralarını dinlesem de yine de inanamıyordum.

“Şehidler ölmez” demişler ya, bu çok gerçek bir kelam.

Kendileri yanımızda olamasalar bile insan onların hayatta olmadıklarına inanmıyor.

Değerli okurum, o yüzden bu gün Azerbaycan’da İkinci Karabağ savaşında yiğitçe mücadele ederek şehid olan, yani sonsuzluğa kavuşan kahramanlarımızdan  biri ile hayalen yaptığım (onların her zaman hayatta olduklarını bir daha insanların hissetmelerinden dolayı) röportajı size sunuyorum.

DÜNYALI- Selam sayın Teğmenim. Hoş geldin.

CENNETLİK-Selam, selam, Hoş gördük.

DÜNYALI-Nasılsınız?

CENNETLİK- Alâ, burda insan nasıl olabiliyorsa. Alâ…

DÜNYALI-Alâ hissettiğinize sevindim.

CENNETLİK-Oralarda ne var, ne yok? Aslında her şeyden haberim var ama bunu sormadan da geçemeyceğim; bir de senden öğrenmek isterim.

DÜNYALI-Buralar aynı, her şey bildiğiniz gibi… Aslında ben sizinle hasbihal etmek istiyorum. Hayatınızla ve nasıl şehit olduğunuzla ilgili konuşmak istiyorum.

CENNETLİK-Buyurun, siz sorun, ben de usulünce yanıtlayayım.

Dünyada olduğum zaman hasbihal etmek istemiş olsaydınız, vallahi 5 dakikadan fazla benimle konuşamazdınız, zaman açısından. Şimdi zamanım çok. Buyurun, sizi dinliyorum.

DÜNYALI-O halde hayat yolunuzdan başlayalım.

CENNETLİK-Tabii. Ben Abdullazade Hesenağa Şakir oğlu, 9 mart 1993 yılında Azerbaycan’ın Lenkeran şehrinde sade, çalışkan bir ailede doğdum. Dünyaya gelişim  bile mucizesiz olmadı!

DÜNYALI-Nasıl bir mucize?

CENNETLİK-Biliyormusunuz, benden önce annem dörd evlat dünyaya getirmiş, ama hiç biri hayatta kalamamış. Sapasağlam bebekler nedeni tespit edilmeden dünyadan göçmüşler! Ben  doğarken evimizde sanki düğün, bayram kutlaması varmış.

Annem derdi ki,  doğuşdan çok farklıymışım. Ne bileyim, üç ay anne sütü içmiş, uyurken de yemek yiyormuşum. Zayıf çocuk olmuşum, sık sık hastalanırmışım. (Gülümsüyor) Bir süre  sonra her şey yoluna giriyor, hastalık da benden uzaklaşıyor  ve ben  büyümeye başlıyorum.

Okula gitme çağına geliyorum. İlk gün derse giderken annem ders bitinceye kadar koridorda  beni beklemiş. Öyle zannetmiş ki ben sınıfda kalmam, ağlarım, onun peşinden koşarım, çünkü ben  onsuz hiç bir yerde durmazmışım. Ben ise ders bitinceye kadar annemin peşinden  ağlamadan derste oturmuşum.

DÜNYALI-Anneniz, öğretmenleriniz, sizi tanıyan her kes sizin farklı bir çocuk olduğunuzu söyler.

CENNETLİK-Diyorsunuz ki şimdi kendime iltifat mı edeyim?

DÜNYALI- Hayır, sizin iltifata ihtiyacınız yok. Hele ki ahrette Hz. Peygamber Efendimize komşu iken sadece gerçekleri söyleyeceğinizden eminim!

CENNETLİK-Farklı derken, ben de sizler gibi onlardan duymuşumdur farklı olduğumu. (Yine gülümsüyor.)

Zor hayat ortamında  büyüse de, cesareti, onuru, mertliyi  hayat ölçeğine dönüşen Hasanağa büyüdükçe VATAN  onun onuru, bayrak ise baş tacı oluyor.

Anlatınlanlara göre, çocuk olmama rağmen,samimiyetim, sıcakkanlılığım, derslerime olan özenimle dikkat çekiyormuşum.

8.Sınıftayken anama, askeri okulda eğitimime devam etmek istiyorum, dedim. Annem önce onaylamadı. Bunun da sebebi evin tek evladı ve dört çocuktan sonra dünyaya gelişimdi.

Annem çok ısrar etse de beni asker olmak düşüncemden alıkoyamadı. 2007 Yılında Lenkeran şehir Rövşen Bedelov adına 9 sayılı tam orta okulun 8. Sınıfını yüksek notlarla bitirdim.Tek çocuk olmama rağmen aynı yıl kendi isteğimle Cemşid Nahçivanski adına askeri lisede eğitimimi devam ettirmeye karar verdim.

DÜNYALI- Askeri alanda kazanacağın başarıların o liseden başlamış olmalı. Peki, asker olmayı neden bu kadar çok istediniz?

CENNETLİK- Bu dünyada Vatan sevgisinden öte bir duygu var mı? Vatanını sevmeyen insanın annesine, ailesine ve devletine olan sevgisine inanmak zordur.

Vatan evin kapısından başlar. Ben de ömrümü evimizin kapısından son nefesime kadar vatana hizmet için adadım.

Bu yolda toplam 8 yıllık bir hayat hikayem olsa da, ebedi yolculuğa adım attım.

Önce askeri okul, sonra Ali harp okulunda eğitim aldığım dönemlerde verilen tüm görevlerin üstesinden bir asker gibi gelmeye çalışıyordum. Askeri taktiği, stratejiyi, teknolojiyi derinden öğrenmeye çaba gösteriyor, bu alanda bilgilerimi geliştiriyordum.

Vatan kutsaldır ve bu benim için tüm gerçeklerden üstündür. Annem diyor ki “Oğlum, vatanı bizden daha çok sevdin.” Öyle olması gerekiyordu.

Vatan, anne, bacı namusudur. Vatan topraklarına göz koyan düşman demek ki annelerimizin, bacılarımızın namusuna da göz koymuş… Ben bunları görmezden gelemezdim.

Millet olarak var olmanın yolu vatan sevgisinde saklıdır. Bütün bunların farkında olduğum için asker olmaktan asla vazgeçmedim.

Yolumu, hedefimi netleştirip, bu yolda bir an bile yorulmadan başarıyla ilerledim. Bu yolu seçtiğime asla pişman değilim.

Bu adımlar Vatan topraklarında ebedi iz bırakmış.

Biliyorsunuz 112 gün benim naşımı şerefsiz düşman yakınlarıma vermediler. O yüzden 112 gün ebeveynlerimin, sevdiklerimin gözleri yollara dikildi.

Babam Şakir kişi, 112 gün gizli saklı benimle konuştu. Annem Semile, 112 gün onlara geri döneceğime inanmaktan vazgeçmedi. Eşim, 112 gün birlikte salacağımız gül bahçesinin hayallerini kurarak yolumu bekledi.

Herşeyden haberim var.

Fakat, ‘Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır,
Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır’.

Şairin bu satırlarıyla sevgimiz donanmış.

DÜNYALI- Şehitlik sizin için nedir?

CENNETLİK-Şehit için ‘mekanı cennet olsun’ derler ya hani, bence Şehit için cennet onun vatanıdır. Vatanı için canından geçmesinin sebebi budur.

Şehitten geçmiş zaman kipinde bahsedilmemeli, çünkü biz hep hayattayız.

Şehit kanıyla yıkanmış topraklarda, çiçekler bile geç solar. Bizim kanımız onları kurumaya, solmaya koymaz.

Şehidin vurulduğu yerde güneş doğar, annesinin duasından doğan güneş. Annem ağlarsa cennetime yağmur yağar, heryer ıslanır.

DÜNYALI- Velileriniz bu ayrılıkla bir türlü barışamadılar. Diyorlar ki Hesenağa bize verdiği sözü tutmadı. “En kısa zamanda yanınıza geri geleceğim” demişti. Siz ne diyorsunuz?

CENNETLİK-Teselli vermek, sabırlar dilemek çok kolaydır. Annemin, babamın kalbindekileri kendileri ve Yüce Tanrı dışında kimse bilemez. Sözümü tutmadım diyorlar, fakat evlatlarının ebedi yaşamı seçtiğinin, ölmezliğe ulaştığının da bir taraftan farkındalar.

Oğulları hep onlarla, onu sevenlerle bir arada. Ben savaşa giderken, annem yanımdaydı. Ona sarıldım, ondan doymasam da en azından onunla vedalaştım. Fakat babamla vedalaşamadım.

112 gün sonra ben geri geldiğimde babam çocuk gibi saçlarımı okşadı. Bakın, o zaman kendimi bağışlayamadım. Dedim, keşke atamla da vedalaşabilseydim.

Annem de babam da çok yanlarında olmadığım için çok eziyet çekiyorlar. Eşim de öyle.

Aldıkları nefesi hissettiğimi unutuyorlar..

Bu arada sizden bir ricam olacak.

DÜNYALI- Buyurun, tabii ki.

CENNETLİK- Siz, özgeçmişimi bu yazının sonunda paylaşın. Sohbetimin samimi, candan olan kısmına terimlerin katılıp, duygusuzlaşmasını istemiyorum.

DÜNYALI- Baş üstüne, siz nasıl isterseniz, öyle olsun.

CENNETLİK- Başınız dert görmesin!

HESENAĞA ABDULLAZADE’NİN ÖZGEÇMİŞİ

Hesenağa Abdullazade, 1993 yılı 9 Mart tarihinde Lenkeran şehrinde dünyaya geldi.

1999-2007 yıllarında R.Bedelov adına 9 sayılı Lenkeran şehir tam orta okulunda, 2007-2010 yıllarında ise Cemşid Nahçivanski adına Askeri lisede eğitim aldı. Lisans eğitimini 2010-2014 yıllarında Haydar Aliyev adına Azerbaycan Ali Harp Okulunda (AAHM) aldı. Bu okuldan ‘Teğmen’ rütbesiyle mezun oldu. 2014-2015 yıllarında Silahlı Kuvvetlerin Telim-Tedris Merkezinde katıldığı subay geliştirme kursunu başarıyla bitirdi.

Hesenağa Abdullazade 2015 yılında Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerinin Gedebey ilinde yerleşen ‘N’ sayılı askeriyesinde hizmete başladı.

2017 yılında hizmetini ‘Kıdemli teğmen’ rütbesi alarak devam ettirdi.

Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerinin kıdemli teğmeni Hesenağa Abdullazade 2020 yılı 27 Eylül tarihinde Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri tarafından Ermenistan işgali altında olan arazilerin azad edilmesi için başlanan Vatan muharebesi zamanı Murovdağ’ın azadlığı uğrunda giden çatışmalarda yer almış, daha sonra ise Ağdere ve Kelbecer cephelerinde savaşmış.

1 Ekim tarihinden itibaren Hesenağa Abdullazade ile iletişime geçilememiş. 2 Ekim tarihinde Kelbecer arazisinde, hakim yükseklikler uğrunda giden dövüşlerde pusuya düşerek kahramanca şehit olmuştur. Naşı uzun süre bulunamamıştı. 14 Ocak’ta itkin düştüğü Kelbecer arazisinde şehit olduğu tespit edilmiştir. İkinci Fahri Hiyaban’da toprağa verilmiştir.

Azerbaycan’ın arazi bütünlüğünün temin edilmesi uğrunda operasyonlara katılan ve askeri birimi karşısında konulan görevlerin icrası zaman vazife borcunun üstesinden şerefle geldiği için Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in 24.06.2021 tarihli serencamına istinaden Hesenağa Abdullazade ölümünden sonra ‘Vatan uğrunda’  madalyasıyla taltif edilmiştir. Ayrıca, ‘Kelbecer’in azad olunmasına göre’ madalyasıyla da taltif edilmiştir.

Yazan: Halide HALİD
Yayına Hazırlayan: Çelebi ÖZTÜRK

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Bunlarda İlginizi Çekebilir

SONU GÖRMEK ÖNEMLİ

Kemal ALBAYRAK SONU GÖRMEK ÖNEMLİ İçinde yaşadığımız dünya hayatı dikensiz gül bahçesi değildir. Zıtlarla yaşamak her