Sevinç ATAN- AŞKIN ŞAİRİ CEMAL SAFİ İLE ÖLMEDEN ÖNCE YAPILAN SON RÖPORTAJ

AŞKIN ŞAİRİ CEMAL SAFİ İLE ÖLMEDEN ÖNCE YAPILAN SON RÖPORTAJ

Röportaj: Sevinç ATAN
Yayına Hazırlayan: Nur ERSEN


Cemal Sâfi

Aşkın Şairi Cemal Safi ile ölmeden önce röportaj yapma fırsatı bulan değerli şair Sevinç Atan’ın bu önemli röportajını kıymetli okurlarımızın dikkatine sunuyoruz.

Unutulmaz bestelere hayat veren, yüzlerce şiiriyle gerek ülkemizde, gerekse dünyanın çeşitli ülkelerinde haklı bir üne sahip olan Cemâl SÂFİ, sevgi ve hoşgörü üzerine kurduğu yaşam felsefesiyle büyük bir hayran kitlesine sahiptir. Hece şiirinin günümüzdeki önde gelen temsilcilerinden biri olan SÂFİ, akıcı üslûbu, insanı derinden etkileyen vurucu kelimeleri, okuyucuyu kendine çeken mısraları ile herkesin şahsında kendisinden bir şeyler bulabildiği önemli bir şairimizdir.

Aşkı en iyi anlatan şair olarak da tanınan SÂFİ, Türkiye’de ‘Aşkın Şairi’ ismiyle bilinmektedir.

Tartışılmaz üslûbu, yaşayan Türkçemiz ile yazdığı şiirleri, duygularını en doğal ve anlaşılabilir biçimiyle insanlara sunmasıyla da yerini hak eden değerli şairimiz, herkesin hayran olduğu gür sesiyle şiirlerini en güzel okuyabilen sayılı şairlerimiz arasındadır. Sahne hakimiyeti, espri yeteneği ve beyefendiliği ile sanat camiasında ayrı bir yeri olan Cemâl SÂFİ ülkemizin en sevilen şairlerindendir.

Cemal Safi 2003 yılı Karamanoğlu Mehmet Bey adına yapılan Türk Dili Bayramında “Türkçeyi En Etkin ve Güzel Kullanan Güftekar Şair” olarak birincilikle ödüllendirilmiştir.

On dört yıl aralıksız “ Akçay Şiir ve Beste Yarışmaları” düzenlemiş, bu geleneksel şölenler sayesinde pek çok başarılı şair ve bestekârın adının duyulmasında katkısı olmuştur. Sanata her zaman büyük emek veren şairimiz bu güzel çalışmalarını aynı özveri içinde halen devam ettirmiştir.



Sevgili dostlar

Şiir ülkesinin gizemli yollarında bu büyük usta ile birlikte gezinmek, onun şiir ile ilgi görüş ve düşüncelerini almak, Üstat Cemal SAFİ’yi daha yakından tanımak üzere kapısını çalmaya ne dersiniz?

Gelin hep birlikte değerli hocamızın duygu dünyasına süzülüp, onun renk renk güllerinden derelim.

—Merhabalar efendim, kısa bir özgeçmişinizi alabilir miyim?

—Merhaba Sevinç Atan. 1938 yılında Samsun’da doğdum. Babam merhum Mehmet SAFİ annem, Ayşe Hanım’dır. Samsun Sakarya İlkokulundan sonra Sanat Enstitüsünde öğrenimime son verdim.1959 da Ankara’ya yerleştik.1962 de Şükran Hanımla evlendim.

—Şiir yazmaya ne zaman başladınız?

—Bence şairlik doğuştan var olan bir yetenektir. Dolayısıyla zaman zaman değişik konularda şiirler yazardım, yazardım da aşk konusunda yazamazdım bir türlü. Çünkü aşkı tanımıyordum. İnsan iyi bilmediği bir şeyi anlatamaz değil mi?

1978 Yılı 17 Nisanında bir çift göz, bir ahu bakış öğretti aşkı bana. Öyle ki elim ayağım tutmaz oldu. Değişmiş bambaşka biri olmuştum. Ben bende değildim sanki. Değerli dostum rahmetli Prof. Dr. Rasim ADASAL: “Safi, sen kara sevdaya tutulmuşsun,” demişti bana.  Olur olmaz yerde durup durup ağlardım. O günleri “Bakırköy’den Mektup var” adlı şiirimde şöyle anlatmıştım.

Yağışlı gözümün hazan çağı da,
Olur olmaz yerde başlar ağıda.
Sinir servisine giden kâğıda,
Aklından zoru var, diye yazdılar.


Bu yoğun duygular bende dört yıl devam etti. İnanır mısınız, tam dört uzun yıl sağ elim tutmadı benim. Kara sevda deyip geçmeyin çok zordur. Allah düşmanımı düşürmesin. İşte “Vurgun” o günlerin eseridir. Daha sonraları o yanardağın infilak hızı azalıyor, azalıyor ama krater hep açık kalıyor ve bir daha asla âşık olamıyor insan.

Bence şair bin kez sever, bir kez âşık olur. İşte gerçek aşk budur. Benim şiirlerimde anlattığım aşk da budur. Ünlü şiirim “Tek Hece-Aşk” ı yazdıran da bu duygulardır.

—Hocam, şarkılarda ölümsüzleşmiş pek çok güfteniz var. Bugüne kadar kaç şiiriniz bestelendi, diye soracak olsam alacağım cevabın bu sayıyı yeterince ifade edemeyeceği muhakkaktır. Çünkü sizin elinize ulaşanlar dışında kim bilir daha kaç eseriniz nice bestekâr tarafından bestelenmiştir ve bestelenmeye devam ediyor olacaktır. Ben, sizde ayrı yeri olanlar hangileridir, diyeyim?

—170 den fazlası bestelendi sanırım. Bunların bazıları o kadar güzel oldu ki içlerinde adeta canlanmış, ölümsüz hale gelmiş şarkılar var. Bestelenen şiirlerimden 43 tanesi değerli dostum, hemşehrim Orhan GENCEBAY‘a aittir. Hepsi birbirinden kıymetli çok önemli eserlerdir. Mesela “ Ya Evde Yoksan” bir Orhan Gencebay bestesi olarak yıllar sonra çok büyük bir patlama yapmıştır. Yine bestelenmiş şiirlerimden bazıları öyle çok sevildi ki mesela “Vurgun” 1990 yılında Selçuk TEKAY’ın bestesiyle ölümsüz bir şarkı oldu. Pek çok ses sanatkârı tarafından okundu ve çok beğenildi. Değerli sanatçımız Muazzez ABACI’nın muhteşem yorumuyla halka mal oldu. Milyonların gönlünde taht kuran bir şarkıdır. Vurgun üç buçuk milyon satan bir eserdir. Hâlâ ilk günkü kadar sevilerek her yerde okunmakta, değerli üstatlarca icra edilmektedir.

Ayrıca VURGUN şiiri benim için son derece önemlidir. Her zaman yazılamayacak şeyler bunlar. Öyle bir imgeyi her zaman yakalayamazsınız. Bakınız, ben burada deniz vurgunundan söz etmiyorum. “Vurguncu, yağmacısın sen” diyorum. “Gönlümde sevdaya dair ne varsa, hepsini alıp götürdün talan ettin” diyorum. “Senden başka kimseyi sevebilecek, düşünebilecek halim kalmadı” diyorum. İşte aşk böyle bir şeydir.

VURGUN

Gözlerim uykuyla barıştı sanma!
Sen gittin gideli dargın sayılır.
Ben de bir zamanlar sevildim amma,
Seninki düpedüz vurgun sayılır!…

Yalan mı söyledin göz göre göre?
Ne zaman dolacak verdiğin süre?
Gönülden gördüğüm takvime göre,
Aldığım her nefes bir gün sayılır.

Armağan ettiğin kutsal mendile
Akarken içimi dağlayan çile.
Manavgat denilen çağlayan bile,
Benim göz yaşımdan durgun sayılır!…

Ne kadar zulmetsen ah etmem sana,
Her iki cihanda gül kana kana,
Seninle cehennem ödüldür bana,
Sensiz cennet bile sürgün sayılır!..

Cemal SAFİ

 

–Bundan başka “Rüyalarım Olmasa” da son derece çarpıcı, çok sevilen bir eser.

—Evet, Zekai TUNCA’nın bestesiyle bütünleşen çok güzel bir eserdir. Şiirin doğuşunda da yaşadığım çok yoğun duyguların, ayrılığın, özlemin dile gelişi vardır. Zekai Tunca bu şiirden son derece etkilenmiş ve gerçekten çok güzel, çok duygusal olan o ölümsüz eser bir çırpıda doğuvermiştir. “Rüyalarım olmasa” 1989 yılında yapılan bütün yarışmalarda TRT, Hürriyet ve Milliyetin açtığı o yılın bütün yarışmalarında çok açık farkla birincilik ödüllerine layık görülmüş, zirvedeki ve halkın gönlündeki yerini almıştır.

Ayrıca “Ayşen”, “Ya Evde Yoksan” ,“Eskici”, “Beni Sevmeni İstiyorum”, “Telefonda Sen” ,“Sensiz Olmadı” “Gözüm kesmiyor” gibi daha birçoğu, şiir ile bestenin güzel uyumu içinde unutulmazlar arasına girmiştir. Bu bir şair için en büyük mutluluktur diyebilirim.

-Hocam, son dönemde büyük beğeni toplayan muhteşem şiiriniz “Kalecik Karası” da değerli bestekarlarımızdan üstat Bilge Özgen tarafından “Muhayyer” ve yine değerli bestekar, ses sanatçısı Tuncay Yalın tarafından “Muhayyerkürdî” makamlarında bestelenerek ölümsüzler arasındaki yerini almaya doğru yola çıktı bile. Bu güzel eserlerden Bilge Özgen bestesini üstadın kendi sesinden dinlemek şansına erişmiş olduğum için son derece mutluyum. Ben bu güzel şiirinizi de okurları ile paylaşmak istiyorum.

KALECİK KARASI

Emsalsizi tarif etmek marifet
Çölde çağlayanı anlatmak zor ya
Diyorlar ki bilmeyeni arif et
İki karadeniz deruni derya
Kalecik karası gözlerin var ya

Hani mavzer yemiş maral avcıya
Sencileyin melül mahzun bakar ya
Dayanamaz böğründe ki acıya
Benden ne istedin der de döker ya
Kalecik karası gözlerin var ya

Başımı beladan belaya soksa
Elmana talibim cezası kor ya
Sende mi cennetten kovuldun yoksa
Hurinin teni de sen gibi nur ya
Kalecik karası gözlerin var ya

Katmer dudağında esrar tütüyor
En fazla keş derler keyfe keder ya
Gel beni çek diye ısrar ediyor
Başa gelen çekilirmiş kader ya
Kalecik karası gözlerin var ya

Yine baş kaldırmış kader mahkumu
İkizler isyanda bluzun dar ya
Saçların peşine takar uykumu
Omzundan beline kalçana furya
Kalecik karası gözlerin var ya

Gidişin içime sağnak yağışlı
Ve hasret günbegün besbeter kor ya
Dönüşün içime sevinç doğuşlu
Ve arzum başbaşa bir dörtduvar ya
Kalecik karası gözlerin var ya

Aşkı şifa sundu gönlü haraba
Azı vezir çoğu rezil eder ya
Kim müptela olmaz böyle şaraba
Hangi üzümdenmiş der de güler ya
Kalecik karası gözlerin var ya

Gönlüm göç eyledi bakış yönüne
Konuk olan izzet ikram umar ya
Sevgi servetimi sürdüm önüne
Ütüldün diyorsan aşk da kumar ya
Kalecik karası gözlerin var ya…

Cemal SAFİ

Bu güzel söyleşi ve bana ayırdığınız zaman için gönül dolusu teşekkür etmeden önce çok anlamlı bir şiirinizi daha almayı diliyor ve sizi o muhteşem ilhamınızla baş başa bırakmak üzere izninizi rica ediyorum…

-Ben de sizi sanat ve şiir adına yaptığınız bütün bu güzel çalışmalarınızdan dolayı kutluyor ve başarılarınızın artarak devamını diliyorum.

Son günlerde yaşadığımız acılar ve yüreklerimizi dağlayan haberler üzerine yazmış olduğum bir dörtlüğü aziz şehitlerimizin mübarek ruhlarına ithaf ederken, kabirleri nur, mekanları Cennet olsun, demek istiyorum.

ŞEHİTLERİMİZE

KOY BAŞINI OKŞASIN PEYGAMBERİN DİZİNE
AKİF AŞİKÂR ETTİ AHİRET ADRESİNİ
SONRA NASIL BAKARIM ECDADIMIN YÜZÜNE
KIYAMETE KOYARSAM KANININ KATRESİNİ

CEMAL SAFİ

 

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Bunlarda İlginizi Çekebilir

SONU GÖRMEK ÖNEMLİ

Kemal ALBAYRAK SONU GÖRMEK ÖNEMLİ İçinde yaşadığımız dünya hayatı dikensiz gül bahçesi değildir. Zıtlarla yaşamak her