Bugün pek kullanılmayan, yeni neslin belki hiç duymadığı hatta anlamını bilmediği bir kelime olan ceberut hakkında yazmak istedim.
Biraz narsist ruhlu olan ceberut insanlar yanı başımızda! Evet, belki tanıdığınız biri…
Narsist ruhlu dediğim ceberut insanlar abartılı derecede kendilerini önemser ve kendilerine hayranlık duyarlar. Bencil ve kibirlidirler. Aşırı bir özgüvenleri vardır. Başarıya ve güce bağımlı; başarılı ve güçlü insanlara adeta taparlar. Bireysel ilişkileri yüzeysel ve tamamen çıkarcıdır.
Narsist; kendini, herkesin üstünde gördüğü için eleştirilemez olduğuna inanır. Davranışları manipüle edici ve kendi çıkarları için insanları kullanır. Kendi becerilerini abartılı şekilde üstün görür ve sürekli onaylanmak ister. Bu ceberutlar, sürekli haklı çıkmayı ve kendilerine övgüler dizilmesini isterler. Bunlar, insanlar üzerinde baskı oluşturmaya çalışarak kendilerini üstün, zeki ve başarılı göstermeye çalışır, diğer insanları daha hafif görür. Kendini adeta kral zanneder; özel muameleyi hak ettiğine inanır. Aynı zamanda yalakadırlar. Bu ceberutlar tam anlamıyla bir asalaktır!
Kelime anlamı itibariyle vicdansız, merhametsiz ve zalim olan ceberut, ister doğuştan gelen kalıtsal özellikleriyle olsun, ister içinde yaşadığı toplumun ekonomik, sosyal ve siyasi sebepleriyle olsun, sonradan da zalimleşebilir. Kadının da erkeğin de ceberutları vardır. Eskiden Anadolu’da bu kelime çok sık kullanılırdı. Şimdilerde pek kullanılmayan bir kelime. Bunların hem kadını, hem de ceberut olan erkek cinsi vardır.
Narsist ruha sahip ceberrut kadın, aynı zamanda kötü ahlaklı olarak da anılır. Ceberut kadın yalnızken de iyi düşünmez. Sürekli hasetlik, fesatlık peşindedir. Yakınlarını, komşularını dedikoduyla birbirine düşürür. Yalanı çok söyler. Ailelerin yıkılmasına neden olur. Bunun şirretliği de pek fenadır! Ağzından salyalar saçarak konuşur.
Narsist ruha sahip erkek ceberut kötünün de kötüsüdür! Ben, bunlara Ortaçağ cellatları diyorum! Kendini diğerlerinden üstün gördüğü için beğenmediği bir konu olduğu zaman karşınıza çıkmaya çekinir, telefonla da olsa değiştirilmesini, yok edilmesini, silinmesini, kaldırılmasını “emredebilir!” Çevresindeki başka bir insanın başarısını bile kendi varlığıyla ilişkilendirebilir. Diğer insanların başarısızlığı onları mutlu eder, bunu da yüzüne vurmaktan zevk alır. Bir insanın başarılı bir gruba dahil olmasını hazmedemez. İnsanlara, bu başarının önemsiz olduğunu hissettirmek için eleştirir. Tarihimizde erkeğinin yanında yer alan ve yönetimde söz sahibi olan kadına hakaret etmeyi, aşağılamayı bir üstünlük sayar. Kadına tepeden bakar. Evindeki kadına saygı duymadığı için diğer kadınlara da saygı duymaz. Bunlarda namus, ahlak, şeref, onur gibi duygular zayıftır! Kendilerine söylenmese dahi herhangi bir sözden alınganlık gösterirler. Kendini Ortaçağ azizi zanneden bu narsist ceberutlar, elinin sıkılmasını bile karşısındaki için şeref sayar! Erkek (!) kılıklı bu ceberutların aslında kendilerine saygısı olmadığı için başkalarına da saygı duymaları beklenemez. Bu tipler aynı zamanda kalleş olurlar. İçinde bulunduğu gruba ihanet eder, yanındaki insanı iki dakika da satarlar. Başkalarını suçlar, kendilerini melek zannederler! Çıkarları için yapamayacakları şey yoktur. Klavyenin başında kendilerinin kahraman ve bulunmaz Hint Kumaşı olduklarına inanırlar. Delikanlılıkla uzaktan yakından ilgileri yoktur. Ama, şöyle kalıbına, konuşmasına baktığınız zaman yiğit, delikanlı biri zannedersiniz! Bunlarda vicdan, merhamet hak getire! Kansere ilaç olduklarını bilseler kimseye çare olmazlar!
Son tahlilde ceberut âleminde yaşıyoruz! İnsanlığını yitiren, küçük menfaatler için bile el etek öpen omurgasız insanlarla aynı havayı soluyoruz! Yuları kimin elindeyse onların yalını yiyen bu ceberutların şerrinden Allah bizleri esirgesin!
Neyse, ceberutu tarif ederken, narsist ceberutlara da dokunduk! Bunlarla sürekli iç içeyiz; bunlar her an yanı başımızdalar. Bunlar cahildir. Bunlardan uzaklaşmak sağlığınıza iyi gelebilir.
Sağlık ve mutlulukla kalınız.