REFERANS

Doğukan DOĞAN

İLKELER YOKSA İHANET VARDIR

Sayın Prof. Dr. Duran Bülbül hocanın “İlkelerin Bittiği Yerde Savrulma ve İhanet Başlar.” ifadesi üzerine birlikte düşünelim:

İlkeler, siyasi partilerin yaşamına anlam ve yön veren temel taşlardır. Onlar, partilerin etik ve ahlaki değerlerinin somutlaşmış hali, politik düzenin ve toplumsal bütünlüğün güvencesidir.

Ancak, ne zaman ki ilkeler göz ardı edilir, işte o zaman savrulma ve ihanet kaçınılmaz olur.

Ne yazık ki, ilkelere en bağlı parti olması gereken Cumhuriyet Halk Partisi’nin her geçen gün ciddi anlamda ilkelerden uzaklaştığını görmekteyiz. Ya da bizim “ilkeler” dediğimiz değerler anlam değiştiriyor. Peki ya öyle mi? Bunu anlamak için bir örnek üzerinden birlikte sorgulama yapalım.

Konumuz:

Sayın Vekil Tekin Bingöl.

Sayın Bingöl, 5. kez milletvekili seçilmenize rağmen Etimesgut Meclis üyeliği fermuar sistemine göre seçilmesi garanti yerden iki atamaya referans oldunuz. Bu kişiler medeni cesaretlerine güvenemedikleri için size güvenerek ön seçime girmediler ve tarafınızca atanmış oldular. Bu atamaları mutlaka parti ilkelerini dikkate alarak yaptığınızı varsayıyoruz. Referans olduğunuz Meclis üyesi adaylarından biri (Mevcut Meclis üyesi Ayhan YILMAZ) seçim sürecinde seçim bölgesinde hiç bulunmadı ve hiçbir şekilde seçim için çalışmadı çünkü İstanbul’daydı. Bu durumu sorguladınız mı? Bunu siyasi ikbaliniz için mi yaptınız? Ayrıca, bahsettiğimiz bu Meclis üyesi adayı, seçim kazanıldıktan sonra hem İstanbul’da bir belediyede (dışarıdan atama ile) görev aldı hem de Etimesgut’ta Meclis üyeliğine devam etti. Daha sonra İstanbul’dan Mayıs ayı sonlarında ayrıldığını öğrendik. Ardından, bu meclis üyesini Etimesgut Kent Konseyi Başkanlığı için aday göstermeniz ve seçilmesi yönünde baskı yaptığınız söylentileri dolaşmaya başladı. Bu doğru mu? Eğer doğru değilse bu konuda açıklama yapacak mısınız? Açıklamanız ne kadar dikkate alınacak bunu da düşünmek gerek tabii çünkü Etimesgut Cumhuriyet Halk Partisi tabanında bıraktığınız intiba çok düşündürücü maalesef!

Sayın Bingöl, bir Meclis üyesi asli görevini sürdürürken neden aynı anda ikinci bir göreve aday ve talip olur? Cumhuriyet Halk Partisi, bu seçim için başka bir aday çıkaramadı mı? Oysa o kadar liyakatli, partisi için ve seçim kazanılması için emek vermiş o göreve layık üyeler var ki. Bu konudaki ısrar neden? Parti ilkelerine bağlı olduğunuzu düşünmek istiyoruz, ancak yaşanan bu olayda parti ilkeleri nerede? çok merak ediyoruz. Yoksa, artık parti ilkeleri sizin anlayışınıza göre mi şekilleniyor? Merakımızı mazur görün lütfen, Etimesgut siyaseti üzerinden elimizi ne zaman çekeceksiniz?

Ne yazık ki ilkelerin olmadığı bir siyasi dünyada belirsizlik ve kaos hüküm sürer. İlkeler, partilere ve onların üyelerine istikrar kazandırır. Bir siyasi partinin temel ilkeleri, ona karar alma süreçlerinde rehberlik eder, zor zamanlarda tabanı ile birlikte dayanma gücü verir. Aynı şekilde bir partinin ilkeleri de o partinin üyeleri arasındaki ilişkileri düzenler, adaleti sağlar ve ortak bir hedefe yönelmeyi mümkün kılar.

İlkelere bağlı kalmak, savrulmanın ve ihanetin önüne geçer. Ancak siyasi düzeyde ilkelerin zayıflaması veya tamamen yok olması beraberinde büyük tehlikeler getirir. İlkelerin bittiği yerde kişisel çıkarlar, ben merkezcilik, kısa vadeli kazançlar ve anlık tatminler ön plana çıkar. Bu durumda parti üyeleri arasında güven kaybolur, siyasi arenada huzursuzluk baş gösterir. Kişisel ve siyasi ihanetler ilişkileri zehirler ve partinin yapısını temelinden sarsar.

Savrulma, ilkesizliğin doğal bir sonucudur. Kendi içinde tutarlı olmayan, net bir hedefe sahip olmayan siyasi partiler, rüzgârın önündeki yaprak misali oradan oraya savrulurlar. Bu savrulma hali hem parti içi hem de genel siyasi düzeyde büyük bir enerji ve zaman kaybına neden olur. Neticede ilkelerini kaybetmiş bir parti ilerlemek yerine sürekli olarak gerileme ve hatta çözülme yaşar.

İhanet ise ilkesizliğin bir diğer kaçınılmaz sonucudur. İlkeler, partileri doğruluk, dürüstlük ve adalet gibi erdemlere yönlendirir. Ancak ilkelerin yokluğunda bu erdemler de anlamını yitirir. Kendi çıkarlarını her şeyin önünde tutan parti üyeleri başkalarına ve topluma ihanet etmekte bir sakınca görmezler. Bu ihanetler, parti üyelerinin birbirine olan güvenini yok eder ve siyasi yapının dokusunu bozar.

Sonuç olarak, ilkeler siyasi hayatımızın vazgeçilmez unsurlarıdır. Onları kaybetmek hem parti içi hem de genel siyasi düzeyde büyük bir savrulmaya ve ihanete yol açar. Bu nedenle, siyasi partiler ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalmalı, onları yaşatmak ve korumak için çaba göstermelidir. Çünkü ilkelerin bittiği yerde sadece savrulma ve ihanet değil aynı zamanda karanlık ve belirsizlik de başlar.

“Dost acı söyler; çünkü gerçeğin en saf halidir.”