SİYASİ BELİRSİZLİK

///

KAGİDER Ekonomi Danışmanı Özlem Derici Şengül’ün Seçim Sonrası Piyasa Görünümü hakkındaki görüşleri 

0 views
7 mins read

KAGİDER Ekonomi Danışmanı Özlem Derici Şengül’ün Seçim Sonrası Piyasa Görünümü hakkındaki görüşleri

Yayın: 2 Nisan 2024- 19.15/Güncelleme: 2 Nisan 2024- 19.15
yenidunyagazetesi.com
Haber Merkezi/Ankara- 
Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) ekonomi danışmanı Özlem Derici Şengül’ün KAGİDER’de yayınladığı bugünkü makalesinde finans piyasasına ilişkin önemli bilgiler verdi.
işte, o makale…

Türkiye uzun zamandır beklediği kritik seçimi atlattı ve seçim ana muhalefet partisi CHP’nin ülke çapında çok da beklenmeyen bir zaferiyle sonuçlandı. 3 büyük şehrin muhalefette kalması zaten beklenirken, İstanbul seçimi anket şirketlerinin adaylar arasında yakın sonuç göstermesi nedeniyle pek de net değildi. Buna karşılık Ekrem İmamoğlu oyların yüzde 51,09’unu alarak , %40’ın altında kalan AKP’li rakibi Murat Kurum’a 10 puanın üzerinde fark atmış oldu. CHP sadece 3 büyük şehrin değil, 14’ü büyükşehir olmak üzere 35 ilin yönetimi alırken AKP’nin 12’si büyükşehir olmak üzere 24 ilin yönetimine geçti.

Seçim öncesinde siyasi belirsizliğin yüksek olması finansal piyasalarda volatilitenin oldukça yüksek seyretmesine neden olurken yabancı yatırımcıların da belirsizlik ortadan kalkmadan Türkiye’de pozisyon almaktan kaçındığına şahit olduk. Herhangi bir kabine değişikliğinin yapılıp yapılmayacağı veya ekonomi yönetiminin aynı şekilde devam edip etmeyeceği yatırımcıların aklındaki ana sorular oldu. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim sonrası konuşması, yeni politika bileşimine ve ekibe desteğin seçimden sonra da devam edeceğinin sinyalini vedi. Üstelik seçim sonuçları azalan satın alma gücüne karşı halkın tahammülsüzlüğüne dair açık bir kanıt ortaya koyduğu için bu durum hükümeti enflasyona odaklanmaya ve daha fazla güç kaybetmemek için sorunu derhal çözmeye itebilir. Sonuçlar aynı zamanda iktidar partisi AKP ve ortağı MHP’nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı seçilmesinin önünü açacak anayasa değişikliği referandumu veya erken seçime yanaşmayacağına da işaret ediyor.

Seçim öncesi belirsizliklerin yanı sıra seçim sonrası talebi baskılayacak tedbirlerin artacağı beklentisi, kamuoyunun güvenli limanlar olarak döviz ve altına yönelmesine yol açmıştı. Bu durum USDTRY’nin yılbaşından bu yana neredeyse %10 oranında artmasına neden olurken, altın ithalatı 12 aylık dönemde 20 milyar doların üzerinde seyretti. TCMB rezervleri 22 Mart haftasında 4,0 milyar dolar azalarak Mart ayından bu yana 6,8 milyar dolar düşüş kaydetti. Yılın ilk iki ayındaki rezerv kaybı da 11,7 milyar dolara yükseldi. Net rezervler yılbaşından bu yana yaklaşık 20 milyar dolar azalırken, Banka’nın KKM yükümlülükleri hariç döviz açık pozisyonu neredeyse 75 milyar dolara ulaştı. Haziran sonu itibarıyla 168 milyar dolar olan yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatları 22 Mart itibarıyla 185,8 milyar dolara yükseldi. Döviz mevduatına olan talep, yerel halkın seçim öncesindeki riskten kaçış telaşını yansıtıyor ancak seçim sonrası kurda bir sıçrama görüşmemesi ile bu eğilimin de sakinleşmesini bekleniyoruz.

Artan dolarizasyona rağmen TCMB’nin seçimden 10 gün önce sürpriz bir şekilde 5 puanlık faiz artırımı yapması mevduat ve tahvil faizlerini yukarı itti ve son iki haftada TL cinsi varlıklara doğru bir kayma gözlemlemeye başladık. 3 ay vadeli mevduat faizleri 22 Mart’ta neredeyse %60’a ulaşırken, 2 yıllık gösterge tahvil faizleri %45’in üzerinde seyrediyor. Hisse senetleri bu gidişattan olumsuz etkilenmiş gibi görünüyor, ancak yüksek enflasyon ortamında hisse senedi fiyatlarına ilişkin güçlü beklentiler nedeniyle her satış yeni alımlarla karşılanmakta. Bunun sonucu olarak BIST100 seçime 9.000’in üzerinde bir seviyeyle girdi. Seçimden sonraki ilk gün değer kazanan Borsa’nın yanı sıra kurda da %1.0’in üzerinde düşüş yaşandı. Önümüzdeki haftalarda artan faiz oranları nedeniyle yerli yatırımcının hisse senetlerine ilgisinin azaldığını görebiliriz ancak bunun önümüzdeki haftalarda beklediğimiz dış taleple karşılanması muhtemel. Orta vadede beklenen not artışları ve BDDK swap limitlerindeki gevşeme de yükseliş eğilimine katkıda bulunacaktır. Bu nedenle TL’nin yılsonunda USDTRY’yi 40,0’ın üzerine taşıyacak sürekli ve kuvvetli bir değer kaybı yaşamasını beklemezken ihracatın kura katkısının da yılın ikinci yarısından başlayarak artarak devam etmesini bekliyoruz.

En iyi WordPress hosting hizmetleri için DomainMerkezi'ni ziyaret edin.